7 Şubat 2018 Çarşamba

BU KAVGA, ESKİ KAVGA, "YENİ"LERİ AŞAR.

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığını defalarca kanıtlamış olan Nagihan Alçı'ya, kumpas davalarla ülke yeniden dizayn edilirken "Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de Güneydoğu'daki Gaziler için marif takvimine soyunsun" diyebilecek kadar soysuzlaşmış Nagihan Alçı'ya, bu coğrafyanın gördüğü en cıvık canlısı Rasim Ozan Kütahyalı'nın eşi olan Nagihan Alçı'ya, 1920 Türkiye'sini şikayet edip onu "istenmeyen" ilan edebiliyorsan, ideolojik olarak CHP'nin mevcut genel başkanından bir farkın yoktur.


Eğer birileri, bu açıklama ve konumlamaya rağmen sırf  "delegede karşılığı var" diye Muharrem İnce'yi desteklemeye devam ede(bile)ceklerse, yani öncelik ideolojik değil de delegede karşılığın olması olmaması meselesi ise İnce ile zaman kaybetmesinler, çünkü siyasi olarak aynı şekilde konumlanan Kemal Kılıçdaroğlu'nun delegede daha çok karşılığı var.

Muharrem İnce'nin bu yazar tercihi ve söylemlerine rağmen halen ondan Atatürkçü, hele de Kemalist devrşirmeye çalışacak olanlar da Erdoğan'dan milli lider yaratmaya çalışanlara da Kemal Kılıçdaroğlu'nu her şeye rağmen savunabilenlere de hiç kızmasınlar, kendilerine baksınlar.

***



Türk Tabipler Birliği'nin yönetim mekanizmasını işgal eden güruh...

Bu oluşumu Tıbbiyeli Hikmet'lerin kemiklerini sızlatarak terörün döktüğü kana değil terörle mücadele edenlere tampon yapan bu güruh...

"Türk Tabipler Birliği" isminde en çok hangi kelimeden rahatsız olur?

Türk...

Peki sözde milli olan, birileri tarafından milli mana yüklenen Erdoğan, bu isimdeki hangi kelimenin kaldırılmasını istiyor?

Aynı kelimenin...

Türk.

Neden?

Çünkü Türk demek, ırk ve mezhep esasına dayanmayan ulusal kimlik demek, emperyalizmin kaşımak isteyeceği etnisite ve mezhep eksenli kimlik siyasetine set çekmek demek.

Ulusal Türk kimliği demek, anti emperyalizm demek.

Bir gerçeğin altını çizmekten hiçbir zaman yorulmayacağız:

Ülkenin siyasal İslam eksenli gericileri de etnisite-mezhep eksenli sol görünümlü gericileri de Atatürk ve Cumhuriyet kazanımlarıyla, kısacası Kemalizm ile kavgada "
Doğal müttefik"lerdir. Karşımızda ve omuz omuzalardır.

Şeklen birbirlerinden ayrı gözükseler de düşmanları aynıdır.

Ve iki taraf da iki eli kanda da olsa Atatürk'e, Cumhuriyet'e saldırmaktan geri durmaz, bu konuda birbirlerine pas vermekten de...

Bunlarla, partisine bunlar gibi gericileri dolduranlar, mücadele değil ancak müzakere eder.

Bu mücadele derin ve ideolojiktir. Saldırılar derin ve ideolojiktir.

1920'lerin, 1930'ların Türkiye'sini ve felsefesininden sadece asfaltlanmamış yol, araba yerine kağnı, güncelliğini kaybetmiş fiziki şartları anlayanları da da aşar. Zaten böylelerinin böyle bir kavgada taraf olma gayesi de yoktur.

Ahmet Taner Kışlalı'nın tabiri ile
"Göğsünü gere gere Kemalistim diyemeyenleri" de aşar.

Çünkü bu coğrafyada emperyalizmle verilecek kavganın karargahıdır Kemalizm. Vatansever olan herkesin er ya da geç, Kemalist olmak zorunda kalmadan da bu gerçeği anlayacağını hep beraber göreceğiz.

Tarık Zafer Tunaya'nın dediği gibi:

"Türk Devriminin ana fikrini kabul etmeyenlerle savaşılacaktır. Bu zorunlu gidişi baltalamak isteyenlere karşı korkmadan yiğitçe karşı koymak gerekir."

ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
7 ŞUBAT 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder