21 Ocak 2018 Pazar

"AKLIMLA DALGA GEÇME"(*) - ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR





Prof. Dr. Ümit Kocasakal
'ın "ideolojik", "fikirsel" temelli çıkışı, birçok kişinin kimyasını bozdu, maskeler bir bir inmeye başladı.

Bunlardan birisi olan Fatih Portakal, Kocasakal'ın çıkışı hakkında şunları yazdı:

"Eski söylemlere kuvvetli vurgular yaparak ortaya çıkan cesaretsiz bir aday #ÜmitKocasakal ... Böyle bir siyasi anlayışın ulaşabileceği nokta da belli. Amaç iktidara gelmek değil, #CHP’nin başında olmak. Görüş farklılığına tahammülü olmayan bir lider profili çizdi bence..." [1]

"Unutulmasın ki eski yöntemlerle yeni sonuçlara ulaşmak yalnızca umutsuz bir beklenti. #ÜmitKocasakal’ın gerek delegede gerek toplumda bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum." [2]


Fatih Portakal'ın görüş belirtmekten ziyade bir algıyı yönlendirmeye çalıştığını görmek zor değil.

Burada hedef yapılan da aslında Ümit Kocasakal değil, Ümit Kocasakal üzerinden Atatürk İlke ve Devrimleri Yani Kemalizm. (Buna Atatürkçülük de diyebilirsiniz ama Sosyal Demokrasi kesinlikle değil.)

Aslında Fatih Portakal'ın çizgisini, kendisinin iletisinde de belirttiği gibi onda ışığı gören kişi üzerinden anlamak mümkün:

"Yıllar evvel odasına çağırıp, “Portakal, ileride haber koltuğuna oturup, sunma potansiyeli var sende,” demişti. Dediği doğru çıktı. Diyen, #MehmetAliBirand idi. İyi ki yollarımız kesişmiş. Yaradan rahmet eylesin.." [3]



Fatih Portakal'ın sisteme entegre olmak yerine sisteme ve sistem adaylarına isyan bayrağı açan Kocasakal'ı cesaretsiz bulması da cesaretsizlikten ziyade mevcut cesareti marjinalize etme çabasından olsa gerek...

***

Kemalizm... Atatürkçülük... Atatürk İlke ve Devrimleri...

Cumhuriyet şehidimiz Prof. Dr. Kışlalı, toplum için en tehlikeli olan kesimin "Atatürk'e evet, Kemalizme hayır" diyenler olduğunu vurgulardı ısrarla.

İşte Kemalizme, Atatürkçülüğe, Atatürk İlke ve Devrimlerine "eski", "toplumda karşılığı olmayan" diyen Fatih Portakal'a yanıtı yine Ahmet Taner Kışlalı versin, "Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi" kitabında da yayımlanan bir yazısıyla:

"KEMALİZM ESKİDİ Mİ?

Kemalizmin 1920'ler Türkiye'sini çağa taşıyan temelleri attığına kuşku yok. Ama acaba, dünya ve Türkiye 70 yıllık bir değişim geçirdikten sonra da, yeni bir yüzyıla girerken geçerliliğini koruyor mu? Hiç değilse bazı ilkelerinden vazgeçmek zamanı gelmiş midir?

Kemalist ulusçuluk, ulusların eşitliğini ve özgürlüğünü savunur. Ulus kavramına ne ırk ne de din öğelerini sokmuştur; ulusu, "ortak geçmiş, ortak dil ve ortak kültür"e dayalı bir olgu olarak tanımlamıştır. Etnik milliyetçiliğin yarattığı vahşetlerin ve ıstıraplı bölünmelerin yaşandığı; aynı ırktan ve aynı dilden insanların, din ya da mezhep farklarından dolayı birbirlerini öldürdükleri bir dünyada... 

Ve üzerinde 17 dilin konuşulduğu, 28 uygarlığın mirasçısı bir Türkiye'de...

Acaba Kemalist "Ulusçuluk" eskimiş midir?

* 

Kemalist Cumhuriyetçilik, özgürlükçü, sivil toplumcu, katılımcı bir demokrasi anlayışını içerir.

Baskı rejimlerinin yıkıldığı, en ileri toplumların katılımcı demokrasi ile yönetildikleri bir dünyada... 

Ve Atatürk'ün 70 yıl önce oluşturduğu sivil toplum örgütlenmelerinin devletleştirildiği, demokratik kültürün gerilediği, katılımın zorlaştırıldığı bir Türkiye'de...

Acaba Kemalist "Cumhuriyetçilik" eskimiş midir?

* 

Kemalist laiklik, dine saygılı, ama dinin siyasete karıştırılmasına karşıdır. Aklın ve bilimin ışığında sorunlara çözüm arayan bir toplum; akla ve bilime dayalı bir "milli eğitim" öngörür. Bazı kuşakların demokrasinin, bazı kuşakların ise bir din devletinin gereklerine göre yetiştirilmesine karşıdır.

Aklın ve bilimin ışığında ilerleyen toplumların geliştiği, köktendinciliğin tutsağı olanların karanlıkta kaldığı bir dünyada... 

Ve bir din devleti kurmak, toplumu yeniden Ortaçağ karanlığına çekmek isteyenlerin giderek seslerini yükseltikleri; laik eğitim gören kuşakların karşısına şeriatçı kuşakların çıkarıldığı; milli eğitimden içişlerine kadar, devletin şeriatçı işgaline uğramaya başladığı bir Türkiye'de...

Acaba Kemalist "Laiklik" eskimiş midir?

* 

Kemalist halkçılık, sınıfsal ayrıcalıkları reddeden, seçkinciliğe karşı çıkan, toplumsal düzende emeğe öncelik tanıyan bir "toplumculuk" anayışını yansıtır.

Demokrasilerin emek-sermaye dengesine dayandığı; demokratik toplumcuların emeği en yüce değer ilan ettikleri bir dünyada... 

Ve emeğin -anayasa zoru ile- siyaset meydanının dışında bırakılmaya çalışıldığı bir Türkiye'de...

Acaba Kemalist "Halkçılık" eskimiş midir?

* 

Kemalist devletçilik ekonomide özel kesime karşı olmayan, hatta destek olan, ama toplum yararının gerektirdiği durumlarda devletin devreye girmesini ve kıt kaynakların akılcı kullanımını devletin gözetmesini öngören bir temel üzerine oturtulmuştur.

Acımasız bir ekonomik rekabetin yürürlükte olduğu, bazı büyük devletlerin bile -ulusal ekonomiyi korumak için- teknoloji üretimine doğrudan destek vermek gereğini duyduğu bi dünyada... 

Ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının ulusal düzeyde yaşamsal sorunlar yarattığı, dünyada gelir dağılımı en bozuk on ülke arasında yer alan bir Türkiye'de...

Acaba Kemalist "Devletçilik" varlık nedenini yitirmiş midir?

* 

Kemalist devrimcilik, eskimiş kurumları değiştirip, çağın gereklerine uygun yeni kurumlar oluşturma gereksinmesinden doğmuştur. Koşullar değiştikçe, aklın ve bilimin ışığında sürekli yenilenmeyi, en ileri çözümleri bulup uygulamayı öngören bir sürekli devrim anlayışına sahiptir.

Koşulların çok hızlı değişip, kurumların hızla eskidikleri bir dünyada... 

Ve son kırk yılını Kemalizme karşı olan, Atatürk'ün adını ağızlarından düşürmeden Atatürk'e ihanet eden iktidarların egemenliğinde geçiren; bazı kurumlarına egemen olan zihniyette 1930'ların ile gerisine düşen bir Türkiye'de... 

Acaba Kemalist "Devrimclik" eskimiş midir.

Her sorunun yanıtını, teker teker, herkes kendi vicdanında vermelidir!" [4]



***

Ahmet Taner Kışlalı, özellikle numaracı cumhuriyetçileri, liberalleri hedef alırken "balo maskesiz olsun" derdi. Ümit Kocasakal da basın açıklamasını "Maskeli balo bitsin artık" diye sonlandırdı. 

Ahmet Taner Kışlalı göremedi ama balonun maskesiz kısmını bizler görmeye başladık bile...

Herkes birçok kişi hakkında çok fazla şaşırmaya hazırlıklı olsun ama asla üzülmesin. Çünkü ayrışma işe ayıklama birbirinden farklı şeylerdir.

ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR 
20 OCAK 2017 


DİPÇE 

[1] https://twitter.com/fatihportakal/status/953932539160354816
[2] https://twitter.com/fatihportakal/status/953933348434571264
[3] https://twitter.com/fatihportakal/status/953542828889726977
[4] Kemalizm Eskidi mi?, Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi, Ahmet Taner Kışlalı 

(*) "Aklımla Dalga Geçme" başlığı, Fatih Portakal'ın kitabının adıdır.