26 Ağustos 2015 Çarşamba

Yol Ayrımı...


Eski alışkanlıklarla ve eski kalıplarla olaylara bakmayan insanlar, MHP ile ilgili bir durumu görür.

Bir çok faktörün de etkisiyle, MHP tabanı, diğer partilerden daha farklı bir tabana sahip.

Daha çok eskiler ve belli yaşın üstünde olanların olduğu İslamcı kesim.

Bir de -daha çok gençlerden oluşan- daha sosyal, modern bir yaşam süren Türkçü kesim.

Ayrım bazı noktalarda inanılmaz keskin.

Bu ikinci kesim isteyerek ya da istemeyerek de olsa bir durumu fark etti:

"Laikleşmezsen, giderek AKP seçmenine dönüşürsün, gericileşirsin."

Türkçü kesim, Gezi'de zafer ve yumruk işaretlerine bozkurt işareti ile karşılık veren ve Gezi'de bulunan kesimdi.
Daha çok Ege ve Akdeniz'deki kent seçmeni.
Bu seçmenlerle CHP seçmenlerinin bir çok konuda tavrı ayrı.
(Hatta bu değişimin mantığını anlamayan insanlar, değişen dengelere sabit yorumlar getirmeye çalışanlar bu durumu gözlemleyemeyebiliyor)

Fakat İç Anadolu seçmeni ise (daha çok kırsaldaki MHP seçmeni), AKP seçmenine çok yakın.

21 Mart'taki kurultayda Bahçeli, ikinci seçmene daha çok oynayan şeyler söyledi.

"Irkçılığa karşı olmak, kültürel milliyetçilik, anti-emperyalizm- başkanlık ve totaliter sistemlere karşı olmak."

Oysa bunlar, Alparslan Türkeş'in düşünceleri ile zıtlık içeren yaklaşımlar.

MHP Genel Merkezi, bir tercih yapmadığı sürece her zaman "faydalanılabilir" bir kaynak olacak başka partiler için.

Bugün AKP'nin "bakanlık" hamlesinde bu kadar zaiyat vermelerinin temel sebebi bu.

Partilerin sistem kontrolünde olduğundan burada önemsenmesi gereken seçmenin düşünsel tavrı.

Bu yol ayrımında bir karar vermek zorunda. Karar vermediği sürece her zaman zarar gören ve güvenilir olmayan bir tavır seçecek.

Ya Türk-İslam sentezini seçecek.(Ki bir sentez varsa ortada ve bunun bir ayağı inançsa zamanla inanç diğer ayağın üzerinde etki kurar ve onun içini boşaltır) Böylece AKP'lileşme süreci tamamlanacak. Farkında olmadan kendi milli değerlerinin de içini boşaltacak.(Bu tercih aynı zamanda emperyalizmin de istediği ve uzun yıllardır kullandığı bir seçenektir)

Ya da ırkçılık esasına dayanmayan bir Türkçülük anlayışı ile Laiklik'e sahip çıkacak. Kolay olmayacak ama Türkeş anlayışını reddedecek. Dini inançların siyasi ortamda "malzeme" olmasına en azından kendi adına izin vermeyecek

Bunlar olmadığı sürece MHP'nin oyunu ve kitlesini kendisi değil, başka partilerin hamleleri belirler.

Meclis başkanlığı seçiminde HDP'nin, Bakanlık tercihinde AKP'nin belirlediği gibi.

Ve asla "kararlı", "net" bir duruş sergileyemez.

Çağdaş BAYRAKTAR
26 Ağustos 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder