2 Ağustos 2015 Pazar

Kısır Döngü



Son 50 yılı okudukça, korkunç bir kısır döngünün içinde olduğunu fark ediyor insan.

Üstelik sadece iktidar kanadında değil.

Tamam, Özal ile Erdoğan arasındaki benzerlik ürkütücü boyutta.

Ama karşısı farklı mı?

Bizim dönemde oluşan algı, Baykal'ın Kılıçdaroğlu'ndan daha "milli" bir tavır içinde olduğu.

Belki de son dönemi böyleydi, kesin bir şey söylemek bizim kuşak için güç.

Uğur Mumcu okurken, ANAP yerine AKP, Özal yerine Erdoğan koyunca yazının gayet bugünü anlattığı gibi CHP kanadında da kısır düngünün farklı olmadığını Ahmet Taner Kışlalı'nın yazılarında görüyoruz.

Kışlalı'nın 12 Aralık 1997 tarihli yazısında, bir kısım aynen şöyle:

"Sayın Baykal, kendisiyle çelişkiliydi.
Bir yandan, Kemalizmin bir dogma, bir kalıp olmadığını... değişime ve gelişime açık olduğunu vurguladı. Ama öte yandan da 1920'lerden farklılıklarını kanıtlamak istercesine, inatla "Biz Kemalist bir partiyiz" demekten kaçındı.

Atatürk'e sahip çıktı. Altıok'un partinin malı olduğu anlamına gelecek şeyler söyledi. Ama "Kemalistiz" demekte kahramanca direndi.

Peki Altıok başka, Kemalizm başka bir şey mi?
Ya da CHP'nin bugünkü genel başkanı acaba şöyle mi düşünüyor:

- Altıok'u kabul ediyoruz, ama onunla yetinmiyoruz. Dünyanın ve Türkiye'nin koşulları değişti; biz de Atatürk'ün ilkelerinin üzerine başka şeyler ekledik. Kemalizmi aştık ve adımıza "Yeni sol" dedik...

Bu durumda iki olasılık var.

Ya o "eklenen"ler Kemalizmle, yani Altıok'un oluşturduğu çerçeve ile çelişkilidir. O zaman Altıok'un hangilerini atacağınıza karar vermeniz ve Kemalizmden vazgeçtiğinizi açıklamanız gerekir.

Ya da ekledikleriniz Kemalizmle uyum içindedir, yani Altıok'un çağın koşulları içinde geliştirilmesinden ve açılmasından ibarettir. O durumda da "Kemalistiz" demenize hiçbir engel yoktur.

'Yeni sol' dediğiniz zaman, oy desteğiniz artıyor mu ki, Kemalist kimliği vurgulamaktan kaçınıp, kendinize başka yaftalar arıyorsunuz?"


***

Sadece Baykal ismini kaldırırsak...

Sorular hala güncel,

eleştirilen zihniyet, hala söz hakkına sahip, yaklaşımı güncel.

Tabi bir de seçim sonuçları var, eleştirileri onaylarcasına güncel.

***

Bugün, oylarının bölünmesini ülkesinin bölünmesinden daha fazla önemseyenler, ya da en az ülkenin bölünmesi kadar önemseyenler,

söylediklerimizi akılcılık ekseninde irdelemekten ziyade, "CHP'ye eleştiri" olup olmadığına bakıyor ve eleştiri gördüğünde reddediyor, üstüne saldırıyor.

Acaba bu eleştirileri yapanların en azından yaşı 40'ın üstünde olanları,

aynı eleştirileri o dönem de Kışlalı'ya, Mumcu'ya yapıyor muydu?

Eğer tepkiler aynıysa bu kez sormalı;

Bu yaklaşımın kısır döngüleri beslemekten başka bir katkısı yok, bu gerçekle ne zaman yüzleşeceksiniz?

Bu uğurda kaç kere daha başa dönmeli, kaç kuşak daha heba etmeliyiz?
Çağdaş BAYRAKTAR
2 AĞUSTOS 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder