13 Haziran 2015 Cumartesi

2015 GÖRÜNÜMLÜ 1918, ANKARA GÖRÜNÜMLÜ İSTANBUL MECLİSİ



Sistem hiçbir zaman, toplumda antipati yaratmaya başlayan bir partinin arkasında durmaz.

AKP'yi iktidar yapan güç ile AKP'ye ders verilmesi için HDP'yi palazlandıran güç, aynı güç.

Meclisteki 4 parti de o kadar sistem kontrolüne girmiş durumdaki, her varyasyon aynı kapıya çıkacak.

Taban bazında baktığımızda, bu partiler içinde en uzlaşmaz tavırda olanı HDP. Fakat HDP, diğer partileri daha fazla ileriye sürerek, "onlar anlaşırsa biz uyarız" yaklaşımıyla hem zaman kazanıyor, hem de yerini korumayı hedefliyor.

Yoksa çok net belli ki, "Apo'ya özgürlük, yeni anayasa, çözüm sürecinin devamı" içermeyen hiçbir koalisyona adım atmazlar. İçinde bulunsalar da içinde kalmazlar.

Sistem için an itibariyle AKP-CHP koalisyonu daha fazla "toplumsal uzlaşma" ilizyonu yaratacaktır.
Aynı şekilde "çözüm süreci" ve "Yeni Anayasa" talebine yanıt veren her tür koalisyon da sistemin işini görür.

***

AKP-HDP koalisyonun toplumda yaratacağı tepkiyi gören, bu tepki karşısında en önemli iki silahını yıpratacak olan güçler, bu modeli en son seçenek olarak düşüneceklerdir.

AKP ve HDP'nin niyetinin açık olduğu bir yerde "the süreç"e karşı olma konusunda öz'ünü çiğneyen CHP, tıpkı Kemalizmi itibarsızlaştırmaya ve marjinalleştirmeye çalıştığı gibi, süreç karşıtlığını sadece MHP'ye bırakarak toplumda rahatsızlık yaratan bir sürecin sadece bir partinin -dolaylı olarak da sadece bir kesimin- rahatsızlığıymış gibi algılanmasına katkı sağlamakta.

Sadece bunun için bile yatacak yeri yok CHP yönetiminin.

***

APO'ya özgürlük talebinden vazgeçmeyen HDP uyumlu, seçim başarısızlığını kapatmak için her koalisyona hazır olan CHP sorunlu, sırf ülkenin bölünmesine yol açacak sürece karşı çıktığı için MHP mızmız.

Ha bir de HDP'nin baraj geçmesinden sonra da AKP milliyetçi.

Aynı sistemin elinde olan partiler, sistemin önceliği ve kullanım sırasına göre aklanıp, karalanıyor.

Biz de var olan seçimde seçen olduğumuza inanmaya devam ediyoruz.

***

Yukarıda yazılanlardan 3 parti kötü, MHP iyi algısı çıkmasın sakın.

Çünkü, bir partinin genel tavrı, bir oylama ya da karar vermede "her şey" anlamına gelmez.

Nasıl mı?

MHP İstanbul vekili olan Arzu Erdemin açıklamaları:

“Olay öncesinde orada ne kadar itilip kakıldığını biliyorum. Basına yansıyan kısmın cımbızlanarak alındığını düşünüyorum. Sebahat Hanım haklıyken, haksız duruma düştü, ona üzülüyorum”
(HDP'li Sebahat Tuncel için)

"The süreç" ile ilgili açıklamasından bir cümle:

“Özerklik filan ne isteniyorsa konuşulsun"

Mesela buna ses çıkarmayan, hatta 2011 seçimlerine göre Arzu Erdem'in sıralamasını yükselten MHP Genel Merkezi,

Arzu Erdem'e göstermediği tepkiyi kime ve kimlere gösteriyor kendi içinde?

Ya da bu açıklamaları yapan bir Arzu Erdem, "the süreç"te AKP-CHP-HDP'den ne kadar farklı tavır sergileyebilir?

***
Soru belli. Yanıt da belli.

Bu meclisten çıksa çıksa Türkiye Cumhuriyeti'nin cenazesi çıkar demiştik Hala da arkasındayız.

Çünkü ülkenin kırmızı çizgileri olan unsurların tartışılması durumu esas olduğunda, parti genel merkezlerinin vekiller adına blok oy kullanmayıp da her vekilin kendi oy kullanacağı durumda, mesele partilerin ya da koalisyonların sayısı ve ya da kimlerden oluştuğu değil,
meclisteki vekillerin bireysel olarak neye karşı olup olmadığıdır.

Peki, vekil olma şartlarını maddi manevi düşündüğümüzde,
vekillerin milletten yana olma şansı var mıdır?

Çağdaş BAYRAKTAR
13 Haziran 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder