22 Mayıs 2015 Cuma

Siyahname - Misilleme Kurşunkalem




Yok hayır, mizah yok bu yazıda.

Alaycılıkla geçiştirilecek kıvamda değil düşünceler,

ya da alaycılık, içimde geçenleri servis ederken şu an için uzak gelen.

Bilmiyorum.

Fakat elimle dudağımın üstünde kalan suyu siler gibi siliyorum, eğlenceye dair ne varsa.

Çünkü iğreniyorum.

Evet, midem bulanıyor.

Dünyanı kendinden ibaret gören insanların, suratlarındaki plastik ifadeyedir nefretim.

İnsanların insanlara iyiliği kendi geleceğine dair yatırım kapsamında yapmasına olan öfkem.

Yeteneksiz olanlara acımıyorum bile.

Fakat kalemi kelime tutan kişilerin, cümleleriyle yarattıkları devin arkasına sığınmalarına tahammülsüzlüğüm.

Vıcık vıcık samimiyetinize, içten pazarlığınıza, hırsınızın orospusu olmasına asıl tiksintim.

Sizlerle "dünyalılık" bağı bile bağımı çözen dizlerimin.

Kendi çıkarı için herkesin sırtına düşünmeden basabilmek,

kendi hainini kendi içinde, bir köpeği karanlık bir odada çiğ etle besler gibi beslemeniz beni ürküten.

Hele bir de yok mu dilinizde Atatürk,

paçalarınızdan akmamış gibi sanki hırsıyla Enver, gericiliğiyle Rauf , nankörlüğüyle Kazım Karabekir.

Egolarınıza olan bağımlılığınız, Vahdettin'in teslimiyetini mumla aratır,

Kendi çıkarlarınız için herkesin hayatını mahvedebilme konusundaki kaygısızlığınız, Damat Ferit'e dahi "yok artık" dedirtir!

...

Aynaya baktığınızda karşınıza dikilen, "eleştirdiğim zihniyetin her kahpeliğine sahibim, her tür kahpeliği elimden geldiğince yaptım, eğer işime yarayacaksa hiç düşünmeden yine yaparım" ifadesinin tokat olsa, yalama olan yüzlerinizde anlam ifade etmeyeceği yerde,

küçük sinekten bulanan midem için kızıyorum en çok kendime,

İçinde bulunduğumuz şartlara rağmen safsataya bulaşmış hissettirdiysem,
münakaşa isteğinde sanılmayayım sakın,
varsa keyfi nazariyatım,
kalemim kurşun,
kafatasımı delsin,
çıksın.

Lakin bunaldım.

Belki de sadece şaire sadık kalmak geceyi kurtaracak olan:

"Ben bu çağdan bir kez olsun kendi şerefimle geçeceğim / Lazım gelen kanıda yeniden kendi ellerimle içeceğim"

***

Uyuşan beyinde durmayan el,
köpüren elde uyuşan düşüncelerim,
mesele değil,
mevcudiyetimin yegane sebebinden,
sanma ki feragat ederim.
-dedim ya üstte, demin-
sıkıntı şu ki sinek,
midemin derinliğinde kaybolup, eriyecek
sinek,
bazı gecelerde bulantı sebebim.


Nokta.


Misilleme Kurşunkalem
22 Mayıs 2015
Adana.
-hala-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder